Somatoform Bozukluklar
Günümüzde pekçok hastalığın oluşumunda psikolojik sorunlar birer risk faktörü olarak görülmektedir ve hastalıkların ortaya çıkışına katkı sağlamaktadırlar.
Somatoform bozukluklarda ise hastalığın ortaya ana çıkış nedeni psikolojik etkenlerdir. Yani kişinin belli organik bir tıbbi rahatsızlığı olmamasına rağmen kişi vücudunun belirli bölgelerinde ağrılar hissedebilir.
Bunalımda hisseden, ruhsal sıkıntılarını çözüme kavuşturamayan bir kişi kolunun tutmadığını, baş ağrılarının sonunun gelmediğini veya vücudunun belirli bölgelerinde uyuşmalar olduğunu söyleyebilir. Bazen bu durum ileriye giderek kişi bedensel duyumsamaları üzerine fazla eğilir ve çok kötü bir ve bilinmez bir hastalığın pençesinde olduğuna inanabilir.
Yoğun stresin hakim olduğu bir dönemden geçme, travma yaşama ve yaşanan olaylar ile baş edememe, mücadele etmekte zorlanma, sorunları içine atma ve ruhsal çöküntü halleri kişinin somatoform ağrılar yaşanmasına sebep olur.
İlk zamanlar sorunun psikolojik kökenli olduğu düşünülmez ve kişi ağrılarına çözüm bulmak üzere doktor doktor gezer. Ağrılar o kadar gerçekçi o kadar keskindir ki psikolojik kökenli olduğuna inanmakta güçlük çekilir. Fakat nihayetinde ağrıların kaynağının fiziksel değil psikolojik olduğu anlaşılınca psikoterapi süreci başlar. Uzman kontrolünde süreç devam ettikçe sorunlar çözülmeye başlar ve ağrılar da azalarak sonlanır.
Somatoform bozuklukların hepsi vücudun belirli bölgelerinde ağrı olarak görülmek zorunda değildir. Örneğin alt tiplerinden, Hipokondriyazis; halk ağzında hastalık hastalığı olarak da bilinmektedir. Hastalık hastası olan kişiler sürekli hastana hastane dolaşırlar ve kendi bedenlerinde hasta ve bozuk bir kısım olduğuna emindirler. Sürekli iyi olmadıklarına inanırlar ve çevrelerine de bunu empoze ederler. Bedenlerine yönelik duyumları çok yoğundur, ufacık bir bedensel yanıt onlar için kanser gibi çok ciddi rahatsızlıkların sembolü olabilir. Durum böyle olunca sosyal yaşantıları da etkilenir ve bir süre sonra çevresindeki insanlar ona inanmaya başlar. Sosyal çevresini yavaş yavaş yitiren ve tek başına uzun saatlerini hastanelerde var olmayan hastalığını arayarak geçirebilen bu kişiler ne yazık kı mutsuz olmaya mahkumdurlar. Tedavileri ise fizyolojik değil psikolojik olmalıdır. Hastalıklarının gerçek olmadığı düşüncesini psikoterapi ile anlamlandırmalı ve bu süreçte yaşadığı kayıpları geri kazanmalıdır. Yeniden güven dolu bir sosyal çevre ile mutlu bir şekilde hayatına devam edebilir.
Bir başka somatoform bozukluk ise ‘’Konversiyon Bozukluğu’’dur. Konversiyon kelime anlamı gereği dönüştürme demektir ve kişinin yaşadığı yoğun psikolojik sıkıntıların bedene yansıyarak orada vuku bulması anlamına gelir. Yani psikolojik sorunlar bedensel belirtiler haline gelir ve kişi ciddi işlev kayıpları yaşayabilir. Bu bedensel belirtiler bazen büyük kayıplara neden olabilir örneğin; duyu kaybı, motor bozukluklar ve nörolojik deformasyonlar önemle tedavi edilmesi gereken belirtilerdir. İlginç olan ise bu bozuklukların yaşanmasından önce kişinin bedeninde hiçbir sinyal yoktur, kişi oldukça sağlıklı ve ilişkili herhangi bir bedensel rahatsızlığı yoktur. Aniden meydana gelen bu fizyolojik sorunlar kişi için oldukça korkutucu olabilir. Ani bir duyma kaybı yaşayan biri neler olduğunu anlamaz ve yükselen stresi ile doktor doktor gezmeye başlar. Fakat yaşanan sağırlığın fizyolojik herhangi bir sebebi bulunamaz ve genellikle en sonunda uzman bir psikoloğun kapısı çalınır. Konversiyon bozuklukların tedavisinde kişiye öncelikle yaşadığı durumun ne olduğu anlatılır ve kaygıları giderilmeye çalışılır. Ardından yaşadığı yoğun stresi nasıl yöneteceği öğretilir ve bilişsel davranışçı terapiler ile kişiye özel çizilmiş olan yol haritası ile sürecine devam edilir. Kişi yaşadığı akut fizyolojik kayıpları çoğunlukla geri kazanır ve hayatına daha sağlıklı bir şekilde devam eder.
Bir başka rahatsızlık ise ‘’Beden Dismorfik Bozukluğu’’dur. Bu bozukluğa sahip kişiler sürekli olarak bedenlerinde kusurlu olarak itham ettikleri belirli bir organ veya bölge ile uğraşıp dururlar. Beğenmedikleri ve kusurlu buldukları bu bölge onlar için düzeltilmeli ve yeteri kadar güzel olmalıdır. Lakin yeteri kadar güzel algısı onlar için çarpıktır çünkü bu kişilerin bahsi geçen kusurlu olarak tanımladıkları bölgeleri genellikle hiç de öyle değildir. Bazı kişilerde beğenmeme hali tüm vücuda yayılabilir ve bu kişinin kendine duyduğu öz şefkati etkiler. Öz şefkat herkesin kendisi ile olan pozitif ilişkidir. Bu ilişkinin zedelenmesi kişiyi kendinden uzaklaştırarak kendine olumsuz yargılar atıf etmesini sağlar. Böylece kişi kendisine karşı şefkat göstermekten uzak, nefret gibi çok yoğun olumsuz duyguları besleyebilir. Kendisi olumlu bağlar kuramayan kişi diğerleri ile de bu bağları kuramayacağından kısa süre içerisinde sosyal çevresinde bozukluklar yaşamaya başlar. Tüm bu kayıplar kişiyi patolojik bir depresyona sürükleyebilir ve durum istenmeyen şekilde yol olabilir. Öyle ki, kişi kusurlu ve hoş görmediği beden uzvunu değiştirmeye yönelik girişimlerde bulunabilir; sağlığı için tehlikeli olan yanlış diyetler yapabilir veya estetik ameliyatlar ile fiziksel değişimler yaratmaya çalışabilir. Fakat genellikle tüm bu müdahaleler çoğunlukla sonuçsuz kalır çünkü kişi için hiçbir zaman yeteri kadar iyi ve kusursuz olmayacaktır. Kişi için oldukça yıkıcı olan bu rahatsızlık hızlı bir şekilde tedavi edilmelidir aksi halde kişi geri dönülmez kayıplar yaşabilir. Bu rahatsızlığın tedavisinde ise bilişsel davranışı terapiler oldukça işlevsel, diğer terapi yaklaşımlarına göre daha kısa süreli ve yapılandırılmıştır. Kişiye özel belirlenen tedavi planlamasında kişinin gerçekçi olmayan düşünceleri ile çalışılarak yeniden yapılandırma yapılır ve yerine alternatif sağlıklı düşünceler koyulur. Böylece kişi düşüncelerinden köken alan bu rahatsızlığı yine düşüncelerini mantık çerçevesinde ve emin olarak değiştirerek yenmiş olur.
???? Sağlıklı günler dilerim.
Uzman Psikolog ve Aile Danışmanı Belgin Kanat
#MenemenPsikolog
#PsikoİzmirPDM