Nevzat ERKOL

Nevzat ERKOL


BİZ BU İŞİ ÇARPIŞAN ARABALARDA ÖĞRENDİK…

16 Eylül 2022 - 23:35

Çarpışan arabalarla başladık biz bu işe. Fuarda en keyifli anlarımız onlarla geçti. Birbirimizi kovaladık küçücük arabalarımızla. Yetiştikçe çarptık keyifle. Çarpan da, çarpılan da kahkahalara boğuldu, neşemiz tavan yaptı. Güzel yıllardı. Çocuktuk. Gerçek arabalarımız yoktu henüz.

Yıllar savruldu gitti. Yaşamın içinde bulduk kendimizi. İş güç sahibi olduk, çalıştık. Kazancımız da arttı, isteklerimiz de. İlk büyük harcamalara arabalardan başladık…

Batı ülkeleri sanayide öndeydiler elbet. Fabrikalarında, dakikada bir araba üretir oldular.
Biz henüz toprağa bağımlıydık. Üretiyorduk sıcak ve ter içinde; en güzel tütünü, pamuğu, üzümü, buğdayı… Ama bir ton ürünümüz alamıyordu ne hikmetse dakikada bir üretilen arabayı…

Oysa tam bize göreydi bu araçlar. Çağlarda, at üzerinde rüzgârla yarışmaya alışmış bir neslin torunlarıydık. Bastın mı gaza kim tutar seni…
Ve ülkemize de girdi doludizgin bu motorlu canavarlar.

Trafik denen bir kavram çıktı karşımıza. Kurallarına uyarsak her şey güzeldi ama, ya uymazsak…
Batı; alımlı, hızlı, atak arabalar yaptı. Ama kesin kurallar da koydu, sonucun nerelere varabileceğini görerek. Örneğin, yaya karşıya geçmek için yola adımını mı attı. Araç trafiği anında duracak. Yayalara yol verecek. Öyle el kol korna filân yok. Herkes sorumluluğunu bilecek ve bu iş böyle yürüyecek. Yan yoldan anayola çıkmak için araçlar mı bekliyor. Cambazlık yaparak burnunu sokmaya da gerek yok. Anayoldaki her araç, önünden bir aracın çıkmasına izin verecek. İki dişli çarkın birlikte dönüşü gibi düzen işleyecek…

Böyle dediler ve böyle yaptılar.

Aralarında Paris, Londra, Brüksel, Strazburg, Marsilya, Münih, Stutgart, Milano, Zürih, Belgrad gibi trafiği yoğun kentler olmak üzere, on küsur ülkede altı yıl araç kullandım ve hiçbir olumsuzlukla karşılaşmadım.

Dikkat ettiğim tek şey, sadece kurallara göre hareket etmekti.
Bu zaman zarfında, görmediğim, yaşamadığım şeyler de oldu elbet: Eve geldiğini korna ile haber vermek gibi örneğin. Bir yerden ayrılırken korna çalarak vedalaşmak gibi. Otoyolda aracıyla yılankavi hareketler çekmeyi hüner sanmak gibi. Bir düğün alayının, transit yolda çift konvoy ile yolu tutması gibi mesela. Diskoya dönüştürülmüş bir araçtan mahalleyi gürültüye boğmak gibi. Arkasında egzoz mu, mitralyöz mü ne olduğu anlaşılamayan bir araçla gece yarısı caddelerde tur atmak gibi…
Elli araçlık bir park yerini otuzbeş araçla doldurabilmek gibi.
Yeşil ışıkta akan arabaların arasına telefonla konuşarak dalmak gibi ya da…

Dedim ya, biz bu işi çarpışan arabalarda öğrendik.
Hem de iyi öğrendik !..

Kurallara uyarak sağlıkla kalın.

Nevzat ERKOL
Emekli Eğitim Yöneticisi