Herkesin belediye başkanı olacakmış…
Herkesi kucaklayacakmış…
Hiç kimseye ayrımcılık yapmayacakmış…
Ayrıştırmaya değil, birleştirmeye geliyormuş.
Mizacı böyleymiş…
Etkilenmemek elde değil.
Etkilenince oy vermemek de mümkün değil.
Fakat o da ne!
Geçtiğimiz günlerde babamı kaybettim ve Allah hepsinden razı olsun, arayıp da başsağlığı dilemeyen hiç kimse kalmadı.
Hayır hayır…
Bir kişi kaldı!
Evet, tahmin ettiğiniz gibi ta kendisi: CHP’nin Aliağa Belediye Başkan Adayı Çağatay Güç.
Daha Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmadan kibir abidesine dönüşen kardeşimiz…
Eyy Çağatay Güç, çok mu güçtü İsmail abini arayıp da bir başsağlığı dilemen?
İnsan insana böyle günlerde lazım, öyle değil mi?
Ne yalan söyleyeyim, bekledim!
Programı yoğundur, yoksa şimdiye arardı ama ilk fırsatta bir telefon açmaktan imtina etmez, dedim!
Şeytan bana ne söylediyse, ben tersini söyledim.
Bekledim, bekledim, bekledim…
Aradan kaç gün geçti ve artık umudu kestim!
Canın sağ olsun sevgili Çağatay, sana oy atmayı düşünen bir seçmenin kaybını her türlü telafi edersin, ama kalbini kırdığın İsmail abin ile kaybettiğin dostluğu bu saatten sonra biraz zor telafi edersin.
Allah geçinden versin, ama bu cenaze ve düğün işleri sırayla Çağatay kardeşim sırayla…
Hadi kal sağlıcakla…