"Aliağaspor'un Kayıp Ruhu ve Helvacıspor'un Yükselen Değeri"

Futbol, basit kuralları olan ancak oynaması zor bir oyundur. Johan Cruyff’un dediği gibi, "Futbol basit bir oyundur, zor olan ise basit futbol oynamaktır."

Bu söz, futbolun sadece fiziksel bir mücadele değil, aynı zamanda zihinsel bir disiplin ve takım ruhu gerektirdiğini anlatır.

Futbol, ukalalığı, şımarıklığı ve hatayı affetmez.
Hakem son düdüğü çalmadan maç bitmez.
Bu, futbola gönül veren herkesin bildiği temel bir gerçektir.
Hatta mikrofonu eline alan bir çocuk bile size bu gerçekleri tekrarlayabilir.
Ancak, sahanın içinde bir takım kaptanı olduğu gibi, bir de oyun kaptanı olmalıdır.
 Fakat takım ruhu olmadıktan sonra, bunların hiçbirinin bir önemi yoktur.

Aliağaspor FK, bünyesinde iyi oyuncular barındırmasına rağmen, ne yazık ki lig bitmek üzereyken henüz ne takım ruhunu ne de Aliağaspor ruhunu taşıyor.

Bu durum, geçmişteki o mücadeleci ve birleştirici ruhun kaybolduğunu gösteriyor.
 Oysa bir zamanlar, Mustafa Ciner hocamızın döneminde, 7 maçta kümede kalmak için verilen o zorlu mücadelelerdeki Aliağaspor ruhu, bugünkü durumla kıyaslandığında ne kadar farklıydı.
 O ruh, bugün nerede?
Bu sorunun cevabını Helvacıspor’da bulmak mümkün.
 Helvacıspor, oyuncuları, teknik heyeti, yöneticileri ve taraftarlarıyla birlikte kenetlenmiş bir takım.
Sahada birlikte mücadele ediyor, takım ruhu içinde rakiplerini yeniyorlar.
Emirhan ,Yağmurcan ,Mert,Yakup Sarı , Suat,İlhan  ve 19 yaşındaki Furkan gibi genç yetenekler, hem bugünün hem de geleceğin futbolcuları olarak takımın omurgasını oluşturuyor.
Özellikle Furkan’a yapılan abilik, onun gelecekte profesyonel liglerde yer almasını sağlayacak bir temel atıyor.
Helvacıspor’un maç sonrası soyunma odasındaki atmosfer ise takım ruhunun en güzel örneklerinden biri.
Kazandıkları maçların ardından yönetimin tebrikleri, futbolcuların ise prim talebinde bulunmadan yönetime olan güvenleri, gerçek bir takım olmanın ne demek olduğunu gösteriyor.
Bu, futbolda para ve şöhretin ötesinde bir değer olduğunu hatırlatıyor bize.
Ancak, Aliağa’da futbolun geleceği için endişelenenler de var.
Özellikle bazı kesimler, " Helvacı  Bal ligine çıkıldığında masraf artacak" diye düşünüyor.
Oysa geçmişte Aliağa’da süper amatör ligine çıkmak için verilen mücadeleler ve yapılan masraflar, bugünkü başarısızlıklarla kıyaslandığında ne kadar anlamlıydı.
Şu anda TFF 3. Lig’de bir takımımız ve süper amatörde bir takımımız var.
 Bu, Belediye Başkanı Serkan Acar’ın futbol takımlarımıza verdiği büyük destek sayesinde mümkün oldu.
Kendisine buradan bir kez daha teşekkür etmek isterim.

Helvacıspor’un alt yapıdan yetiştirdiği futbolcular, Aliağa FK’ya transfer olarak adeta Aliağa FK’nın paf takımı gibi çalışıyor.
Bu, gelecekte takımımızın daha da güçlenmesi için büyük bir fırsat.
Geçmişte olduğu gibi birileri gelip futbol takımını satarsa, en azından elimizde bir takım olsun diye bu alt yapı çalışmaları büyük önem taşıyor.

Sonuç olarak, Aliağa’da futbol ruhunu yeniden canlandırmak için geçmişten ders almalı ve geleceğe umutla bakmalıyız.
Helvacıspor’un gösterdiği örnek, takım ruhunun ve birlikte mücadelenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
 Futbol, sadece sahadaki 90 dakikadan ibaret değildir.
O, bir şehrin ruhunu, bir halkın umudunu ve bir takımın yüreğini temsil eder.