Ziya Dalkılıç

Ziya Dalkılıç


Neden Ülkücü Olmalı?

28 Temmuz 2025 - 18:59

Liderler Etrafında Şekillenen Bir Davanın Gençliğe Çağrısı
 
Yıl 1944... Türkçülük-Turancılık davasıyla başlayan fikir mücadelesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğinde sadece siyaset değil, bir millet bilinci ve karakter mücadelesi olarak sahneye çıktı. O gün temelleri atılan, bugün hala dimdik ayakta olan bu hareketin adı: Ülkücülük.
 
Bir genç neden ülkücü olmalı?
 
Çünkü ülkücülük, yalnızca geçmişin bir hatırası değil, geleceğin bir inşasıdır. Bu, Alparslan Türkeş’le şekillenmiş, Devlet Bahçeli ile devlet aklına taşınmış, Ahmet Yiğit Yıldırım ile gençliğe yayılmış bir büyük idealin adıdır. Bu yazı, bir fikri anlatmaktan çok, bir karakteri ve duruşu anlamaya, hissetmeye davettir.
 
 
I. Başbuğ Alparslan Türkeş: Ülkücülüğün Mimarı
 
Başbuğ Türkeş, sadece siyasi bir figür değildir. O, milletine sevdalı, gençliğine inançlı bir aksiyon adamı, bir fikir önderidir.
Onun idealleri, “dokuz ışık” olarak sistemleştirilmiş; milliyetçilikten ahlakçılığa, ilimden köycülüğe kadar Türk milletinin ihtiyaç duyduğu tüm sahalarda yol haritası sunmuştur.
 
Şöyle diyordu Başbuğ:
 
“Ülkücülük, Türk milletinin ebedî varlığını sağlamak için mücadele etmektir.”
 
 
 
Türk milletinin tarih sahnesinde bir güneş gibi doğması, onun en büyük hayaliydi. Bu hayal, bozkırdan gelen bir ruhun; çağdaş dünyada da dimdik durabileceğinin kanıtıdır.
 
Başbuğ’a göre ülkücü genç, yalnızca mücadele eden değil, kendini yetiştiren, kendine ve çevresine faydalı birey olandır. O, gençliği sokaklarda değil; okullarda, kürsülerde, devlet dairelerinde, laboratuvarlarda görmek istiyordu.
 
 
 
II. Devlet Bahçeli: Aklın, Sabırın ve Devletin Lideri
 
Türkeş’ten sonra ülkücü hareketin başına geçen Devlet Bahçeli, çalkantılı bir dönemde hareketi istikrara kavuşturdu.
Sokaklardan çekilen ülkücülük, onun döneminde devlet mekanizmasının merkezine yaklaştı. Sessiz, ama sarsılmaz bir duruş sergiledi.
 
Devlet Bahçeli, gençliğe her zaman şunu telkin etti:
 
“Önce ahlak, önce disiplin, önce sadakat.”
 
 
 
Onun ülkücü tanımı nettir:
 
“Ülkücülük; Türk milletinin birliği, Türk devletinin bekası, Türk gençliğinin dirilişidir.”
 
 
 
Siyasi hayatı boyunca yalpalamayan, pazarlık etmeyen, inandığını söyleyen bir karakter sergilemiştir. Onun liderliği; gençliğe sabırlı olmayı, stratejik düşünmeyi, sabit kalmayı ve davasını kişisel menfaatlerin önünde tutmayı öğretmiştir.
 
Bugün ülkücü gençler, yalnızca coşkulu değil, aynı zamanda soğukkanlı, hesap yapan, analiz yeteneği yüksek ve milli refleksi güçlü bireyler olarak yetişmektedir. Bu da, Devlet Bahçeli’nin uzun vadeli liderlik perspektifinin eseridir.
 
 
III. Ahmet Yiğit Yıldırım: Ülkücü Gençliğin Modern Rehberi
 
Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, bu kutsal yürüyüşte gençliğe çağın ruhuna uygun, donanımlı, dijital çağa entegre ama kimliğini unutmayan bir profil çizmektedir.
 
Yıldırım döneminde Ülkü Ocakları yalnızca bir fikir yuvası değil, aynı zamanda bir eğitim, kültür, teknoloji ve sosyal faaliyet merkezi haline gelmiştir:
 
ODAK2023 gibi dijital eğitim platformları
 
Yapay zeka, yazılım ve mühendislik kursları
 
Kitap yayınları, akademik seminerler
 
Gençliğe yönelik dijital yayınlar ve sosyal medya iletişimi
 
 
Ahmet Yiğit Yıldırım’ın gençliğe en çok vurgu yaptığı mesaj şudur:
 
“Ülkücü gençlik, çağı anlamalı ama yozlaşmamalıdır.”
 
 
 
Yani ülkücülük, bugünün gençliği için bir nostalji değil; bir gelecek vizyonudur. Ülkücü genç, hem kod yazar, hem dua eder. Hem tarih bilir, hem gelecek planlar. Hem mücadele eder, hem vakarını korur.
 
 
IV. Neden Sen de Ülkücü Olmalısın?
 
Çünkü ülkücülük; kimliksizliğe karşı karakterdir.
Çünkü ülkücülük; kaosa karşı düzendir.
Çünkü ülkücülük; “ben”e karşı “biz”i, gaflete karşı şuur’u temsil eder.
 
Bugün gençliğe dayatılan kimliksiz, köksüz, inançsız bir hayat tarzı var.
Ama ülkücülük sana başka bir şey teklif eder:
 
Kendini tanımayı
 
Milletine hizmet etmeyi
 
Adaletten şaşmamayı
 
Sabretmeyi
 
Bilgiyle donanmayı
 
Ahlakla yaşamayı
 
Lidere sadakatle yürümeyi
 
 
Bu kolay bir yol değildir. Ama şerefli bir yoldur.
 
Ve bu yol, Başbuğ’un yaktığı meşale ile başlamış, Devlet Bahçeli’nin iradesiyle büyümüş, Ahmet Yiğit Yıldırım’ın azmiyle gençliğe taşınmıştır.
 
Şimdi o meşale senin ellerine uzatılmaktadır.
 
 
V. Son Söz: Meşale Elden Ele
 
Bir meşale vardır, elden ele geçer.
Kimi onunla aydınlatır, kimi taşır, kimi onunla karanlıkları deler.
 
Alparslan Türkeş, bu meşaleyi yaktı.
Devlet Bahçeli, onu fırtınalarda düşürmedi.
Ahmet Yiğit Yıldırım, gençliğin eline uzattı.
 
Sıra sende.
 
Senin ülkün olmalı. Kimliğin, duruşun, liderin, istikamet çizgin olmalı.
Çünkü istikamet sahibi genç, zamanın değil; davanın çocuğu olur.
 
“Ülkücü, günü kurtaran değil, geleceği kurandır.”
“Ülkücü, yalnız kalır ama asla davasından sapmaz.”
“Ülkücü, lidere sadıktır, millete sevdalıdır, Allah’a kuldur.”

Saygılarımla...