İsmail Hakkı Ergün

İsmail Hakkı Ergün

Aliağa Medya / Genel Yayın Yönetmeni

"Masasında Kitap, Yüreğinde Aliağa"

04 Kasım 2025 - 08:00

Biz gazeteciler çoğu zaman sahadaki aksaklıkları, eksikleri, hataları yazarız.
Yollar bozuksa yazarız, kurum aksıyorsa yazarız, vatandaş dertliyse dile getiririz.
Ama bazen, kelimeler bir teşekkürün boynuna dolanır; çünkü bazı insanlar yalnızca görev yapmaz, şehre iz bırakır.

Bir makam odasına girersiniz…
Sizi resmiyet değil, samimiyet karşılar.
Bir tebessüm, bir “hoş geldiniz” yeter; o anda anlarsınız, o gözler şehre başka bakıyor.
İşte Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney, tam da böyle bir isim.
Sözüyle değil, duruşuyla güven veren, konuşmasından çok dinlemesiyle fark yaratan,
talimatlarından çok yaklaşımıyla gönül kazanan bir devlet adamı.

Onun yönetim tarzında bir fark var.
Devleti soğuk bir el gibi değil, şefkatli bir el gibi hissettiren bir anlayış…
Makamını duvarların arkasına değil, vatandaşın yanına kurmuş bir kaymakamdan bahsediyoruz.
Bu yüzden esnaf da, öğretmen de, muhtar da “kaymakamımız” derken yüzü gülüyor.
Çünkü onlar bir yöneticiden çok, bir dosttan söz ediyor.

Aliağa’nın her köşesinden kendi objektifinden bir kare paylaşır Zekeriya Bey.
O karelerde yalnızca bir manzara değil, bir sevda vardır: Aliağa sevdası.
Kimi zaman sahil bandında yürürken, kimi zaman sanayi tesisinde işçilerle,
kimi zaman da köyde çiftçilerin arasında görürsünüz onu.
Ne kibir, ne mesafe…
Halkın arasında, halktan biri gibi.

Çocuklarla konuşurken göz hizasına iner, onlara bir idareciden çok bir öğretmen gibi yaklaşır.
Belki de bu, onun içindeki eğitimci kimliğin yansımasıdır.
Eğitimdeki eksiklikleri sadece “not” olarak değil, “sorumluluk” olarak görür.
Okulları ziyaret eder, öğretmenleri dinler, öğrencilerin gözünde umut arar.

Aliağa’yı yalnızca bir sanayi kenti olarak değil;
aynı zamanda turizm, tarım, hayvancılık ve tarih şehri olarak görür.
Bu vizyonu da yalnız sözde bırakmaz;
her fırsatta bu alanlara dair çalışmaları destekler, yön verir.

Bir gazeteci olarak çok insanla tanışırız.
Ama bazı insanlar vardır ki, adını duyduğunuzda yüzünüzde bir tebessüm belirir.
Çünkü o isim, güveni hatırlatır.
Zekeriya Güney işte o isimlerden biri.
Ne makamla yükselmiş bir gurur, ne güçle sertleşmiş bir dil…
Tam tersine, tevazu ile büyüyen bir duruş.

Sokakta onu gören selam verir,
esnaf “Allah razı olsun” der,
öğretmen “kaymakamımız bizimle” der,
çocuklar ise yalnızca gülümser — çünkü onlar, şefkati en iyi hissedenlerdir.

Aliağa’da, makam odasında değil sahada tanırsınız onu.
Petkimspor maçında, Aliağa FK tribününde, köy kahvesinde, okul bahçesinde…
Bazen elinde fotoğraf makinesiyle Aliağa’nın güzelliğini kaydederken görürsünüz.
O karelerin her birinde, “ben bu şehri seviyorum” diyen bir yürek vardır.

Masasında mutlaka Aliağa’yla ilgili bir kitap bulunur.
Çünkü o, görev yaptığı yeri sadece “idare ettiği bir yer” değil,
“yaşadığı bir memleket” olarak görür.

Böyle insanlar az ama var.
Ve iyi ki var.

Çünkü şehirler yalnız binalarla değil, gönül insanlarının omzunda yükselir.
Kaymakam Zekeriya Güney gibi isimler, vatandaşa devleti soğuk bir masa değil,
sıcak bir el gibi hissettirir.

Bu memleketin, böyle dürüst, içten, nazik, mütevazı idarecilere çok ihtiyacı var.
Ve biz gazeteciler de sadece eleştirirken değil,
iyiliği görünür kılarken de kalemimizi görevde sayıyoruz.

Kalemin ucundaki teşekkür bugün Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney’e…
Ama aslında bu teşekkür,
devleti halkla buluşturan, samimiyetiyle iz bırakan tüm gönül insanlarına.