İsmail Hakkı Ergün

İsmail Hakkı Ergün

Aliağa Medya / Genel Yayın Yönetmeni

Görünen Köy Kılavuz İstemez

31 Temmuz 2025 - 18:04

Bu memlekette, Aliağa’da, kim taş üstüne taş koyuyorsa; kim halkın refahı, huzuru, yaşam kalitesi için bir çaba içindeyse, ben her daim onun yanındayım. 

Bunu bugün değil, her zaman söylerim. Şahıslardan, partilerden bağımsız bir vicdanla... Çünkü mesele memleket meselesidir, hizmet meselesidir.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Eski Genel Başkanı  Sayın  Kemal Kılınçdaroğlu^nun  güzel bir sözü vardı:
“Takım tutar gibi parti tutulmaz, futbol kulüpleri ülke yönetmiyor.”
Ne kadar da doğru bir söz. 
Ancak ne yazık ki bugün hâlâ bazı kesimlerin bu sözü hiç duymamış gibi davrandığını üzülerek görüyorum.

Seçim döneminde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cemil Turgay’a bir soru yöneltmiştim:
“Seçimi kazanmanız halinde, İzmir’in 30 ilçesinden sizin partinizin kazanamadığı ilçelere de eşit hizmet götürecek misiniz?”
Cevabı netti ve şunu söyledi:
“Seçildiğimde rozetimi çıkarırım. Bütün İzmir’in belediye başkanı olurum.”
Bu söz bana yabancı gelmedi. Yıllar önce Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar da benzer bir sözü söylemişti. 
Ne güzel bir benzerlik değil mi? İki farklı siyasi çizgi, aynı vicdanî noktada buluşuyor.
İşte bu anlayış, bu yaklaşım, bu memlekete dair dert taşıyan adamların sözüdür.

Bugün Cemil Turgay da, Serkan Acar da; hizmeti konuşuyor, partisini değil.
 “Ben yaptım” demiyorlar, “Belediye yaptı” diyorlar. Ama bazıları hâlâ tribün siyasetindeymiş gibi konuşuyor:
“Ne yaptı ki?”
diye soruyorlar. Onlara tek bir sözüm var:
“Görünen köy kılavuz istemez.”

Her belediye başkanı kendi imkânlarıyla, elindeki kaynaklarla bu şehre bir şeyler katmaya çalışıyor. 
Biri bir yerden tutuyor, öbürü başka bir yerden… Sonuçta kazanan Aliağa, kazanan İzmir oluyor.
Hizmete burun kıvıranlara, siyasi gözlükten başka gözlüğü olmayanlara şunu da hatırlatmak isterim:
Ekonomi literatürünün kurucusu olarak anılan o büyük Fransız iktisatçısı Adam Smith’in,   bir sözü vardır:
“Laissez-faire, laissez-passer”
Yani:
“Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler.”
Bırakın belediye başkanlarımız yapsınlar. Kent için çalışsınlar. Yol yapsınlar, halk için park kursunlar, eğitime destek versinler… Sonra hep birlikte eleştiririz. Eleştiri hakkınız baki, ama adaletli olmak da şart. Ama yapana da hakkını vermeyi bileceğiz.
Unutmayalım, bu şehir bizim. Hizmete bakarız, niyete bakarız, taş üstüne konan tuğlaya bakarız. Parti rozetiyle değil, halkın gözüyle görürüz.
Çünkü biz, bu şehrin yaşayanlarındanız .