İsmail Hakkı Ergün

İsmail Hakkı Ergün

Aliağa Medya / Genel Yayın Yönetmeni

Dumanla Gelen Sessiz Felaket

27 Temmuz 2025 - 15:46

Bir kıvılcım, bir izmarit...
Sonra siyah dumanlar yükseliyor göğe, ardında kül olan bir orman, kaçışan hayvanlar, eriyen yuvalar ve nefessiz kalan doğa.
Hepimiz izliyoruz, kimi zaman çaresiz, kimi zaman umursamaz...
Orman yangınlarının bir kısmı hâlâ bilinmeyen nedenlerle çıkarken, bir kısmının sebebi açık: İnsan eliyle, dikkatsizlikle, umursamazlıkla...
Özellikle yol kenarında seyir halinde bir araç ve açılan camdan fırlatılan bir sigara izmariti. “Ne olacak canım?” diyen vurdumduymazlıkla atılan o küçücük ateş, kilometrelerce ormanı yok ediyor.
Bu sadece ihmal değil, vicdansızlıktır. Bu sadece sorumsuzluk değil, bir suçtur.
 Yol kenarına atılan sigara izmaritleri yüzünden bu ülkenin akciğerleri cayır cayır yanıyor.
El insaf!
Oysa yasalar çok açık. 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun’da ne diyor?
Hususi araçların sürücü koltuklarında, taksilerde ve toplu taşıma araçlarında sigara içmek yasak!
Yetmedi mi?
Kabahatler Kanunu’nun 39’uncu maddesi de burada devreye giriyor.
Özel araçta tütün ve tütün mamulü kullanmak da cezaya tabi.

Ama bu iş sadece kanunla, ceza ile sınırlı değil sevgili okur.
Bu mesele, vicdan meselesi.
Bu mesele, çocuklarımızın geleceğini düşünme meselesi.
Camdan dışarı attığın küçücük bir izmarit, bir çam ormanını küle çeviriyor. İçindeki külle doğaya attığın o izmarit, aslında bizim yüzümüze savrulan bir tokat. Her yıl binlerce hektar ormanlık alanın yitip gitmesi, sadece yeşilin değil, toprağın, suyun, hayatın kaybıdır.
Ve sonra, hep aynı cümle:
“Yangın nasıl çıktı bilinmiyor…”
Hayır efendiler, biliyoruz!
İhmalden çıktı.
Duyarsızlıktan çıktı.
Benim keyfim, senin nefesinden önemli diyen bencillikten çıktı.

Buradan açık ve net çağrımdır:
Aracında sigara içme.
Camdan sigara izmariti atma.
Yani camdan attığın bir izmarit, senin zehirli nefesinle birlikte doğanın ciğerine saplanan bir hançere dönüşüyor.
Sadece kendine değil, milyonlara, doğaya, hayvana, canlıya zarar veriyorsun.

Yoksa sadece ormanlar değil, insanlığımız da yanacak.
Yeter ki şu “bana bir şey olmaz” gafletinden uyanalım artık.
O ağaçlar sizin oksijeniniz, o toprağın üstünde doğacak çocuklarınızın geleceği var.
Unutmayın, sadece bir orman değil, bir hayat yanıyor...