Dün , Aliağa için olduğu kadar, benim için de çok özel bir gündü.
Çünkü açılışını yaptığımız sağlık ocağı sadece bir bina değil…
Rahmetli kardeşim, dostum Salih Yiyitalp’in en büyük hayaliydi.
Salih’i tanıyan herkes bilir; o, Aliağa’ya yürekten bağlı bir insandı. Bu şehri sever, insanını sever, taşına toprağına kadar kıymetini bilirdi.
Her fırsatta bana döner, “Dayıcım, bu memleket bana çok şey verdi; bir gün ben de ona bir eser bırakacağım” derdi.
O cümleyi öyle bir inançla, öyle bir samimiyetle söylerdi
Yıllar geçti…
Bugün, açılışta gözlerim dolu dolu sahneye baktım.
Çünkü o temelin ilk kazması vurulurken Gazeteci Serkan Şen kardeşimle ile birlikte biz de oradaydık.
Salih’in heyecanını, gözlerindeki ışıltıyı, kalbindeki inancı dün gibi hatırlıyorum.
O günkü coşkusunu hiç unutmam… “Dayıcım, bu memleketin insanı en iyisine layık” demişti.
Bugün o sözler kulaklarımda yeniden yankılandı.
Ne yazık ki Rabbim, o güzel yüreği bu hayalini tamamlamadan yanına aldı.
Ama inanıyorum ki, bugün burada bu kalabalığın içinde Salih de bizimle birlikteydi. O, bu açılışta, bu alkışlarda, bu dualarda hissediliyordu.
Sanki bir yerden sesleniyordu bana : “Dayıcım, bak oldu işte…”
Bu sağlık ocağı, onun memleketine duyduğu sevginin, ailesine bağlılığının ve tertemiz kalbinin bir nişanesi olarak Aliağa’nın kalbinde yükseliyor.
Her tuğlasında onun emeği, her duvarında onun duası var.
Böylesine anlamlı bir eserin açılışına gelen herkese, ailesine, dostlarına ve bu hayale sahip çıkan tüm Aliağalılara gönülden teşekkür ediyorum.
Ruhu şad, mekânı cennet olsun…
Seni hiç unutmayacağız be dayıcım…