"Aliağa'da Kaldırım Ortasında Tezgâh Açmak: Artık İndirimli!"

Vatandaş vergisini niye öder?
Devlet ve belediye hizmet etsin diye…
Yolu olsun, kaldırımı olsun, parkı pırıl pırıl olsun diye…
Çocuğuyla, poşetiyle, tekerlekli sandalyesiyle, bebek arabasıyla güven içinde yürüsün diye.
Devletin ve yerel yönetimlerin asli görevi budur.
Ama gelin görün ki, vatandaşın vergisiyle yapılan yolların, kaldırımların ve meydanların bugün kimlerin elinde olduğunu hepimiz biliyoruz: İşgaliyeciler!

Üstelik bir kısmı yasal işgaliye adı altında belediyeye ücret ödeyerek, bir kısmı ise tamamen kafasına göre…
Kaldırım mı?
Meydan mı?
Yol mu?
Fark etmiyor…
Kamuya ait ne varsa “ticari ranta” dönüştürülüyor.
Bir Zamanlar Aliağa’da “Sıfır İşgaliye” Vardı…
Hani bazı dönemler vardır; belediyecilik ciddiyet ister, kararlılık ister.

2014–2017 döneminde Aliağa Belediyesi'nin uyguladığı sıfır işgaliye politikası, bugün kulağa neredeyse masal gibi geliyor.

Aliağa’da bu kararlılık özellikle 2014 – 2017 arasında net bir şekilde vardı.
Sıfır işgaliye kuralı…
Cadde ve sokaklarda düzen…
Vatandaşın hakkını vatandaşa teslim eden bir yönetim anlayışı…
Ancak bugün?
Kaldırımların haline bir bakın!
Bırakın bebek arabasını…
Bir insan tek başına bile yürüyemiyor.
Duba mı ararsın, sandalye mi, masa mı, tezgâh mı…
Hatta asfaltın ortasına yerleştirilmiş koltuk takımı bile görseniz şaşırmayın!
Aliağa’da bazı mahalledeki yerler  var ki, resmen “kim önce kaparsa onun” mantığıyla işgal edilmiş durumda.

Gelelim O Meşhur Videoya…

Geçtiğimiz günlerde bir Instagram sayfasında denk geldiğim videoda  Hükümet  Caddesinde yaya kaldırımın ortasında kurulmuş bir tezgâhı görülüyor .

Belediye Başkanı Serkan Acar geliyor…

Normal bir şehirde bu manzara görülünce ne olur?
“Burası kamu alanı. İşgal var. Toparlayın arkadaşlar.” denir.
Zabıtanın uyguladığı kuralın belediye başkanı tarafından da teyit edilmesi
Ama biz Aliağa’dayız.

Ne oluyor?

Başkan tezgâhı kaldırmak yerine indirim yaptırıyor.
Evet, yanlış okumadınız: İNDİRİM!
Sonra bu görüntü, belediyenin ve başkanın resmi hesapları da etiketlenerek sosyal medyada paylaşılmış.
Demek ki herkes istediğini etiketliyormuş!
Normalde ne beklersiniz?
Bir uyarı…
“Burası kamu alanı, kaldırım ya da yol işgal edilemez” denmesi…
…
Ama ne oluyor?
Başkan tezgâhı görünce indirim yaptırıyor!
Sonra da bu görüntü, vergi kaydı belirsiz, gazetecilerin haberlerini izinsiz paylaşan Başta ben ve Mösyö  diğer  Aliağalı Gazeteci arkadaşlarım  mücadele ettiği  bir Instagram sayfasında büyük bir gururla paylaşılıyor.
Üstelik belediyenin resmi sosyal medya hesabıyla etiketlenmiş!

Vizyon bu olmamalı…
Kuralı koyan belediye ise, aynı kuralı bizzat belediye başkanının delmesi nasıl açıklanabilir?
Bugün vatandaş İzmir Caddesi’nde olsun diğer caddlerde ve sokaklarda  tezgâh açsa…
Zabıta nasıl kaldıracak?
Vatandaş “Başkan açtırdı, sen niye kaldırıyorsun?” demez mi?
Anayasa diyor ki: Kanun önünde herkes eşittir.

Atatürk’ün Gençliği Hitabını ezbere bilen birisyim. 
Eğer Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk partisinin  üyesiyim diyorsan ezberleyeceksin. Kağıttan okumayacaksın mecliste  sevgili CHP  Belediye Meclis üyesi  
 Neyse 

Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nde geçen bir cümle var:
“Memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir…”
Bugün Aliağa’nın kaldırımları olsun diğer yerler olsun bunları görünce bu cümle ister istemez akla geliyor.
Çünkü gerçekten de bilfiil işgal edilmiş durumda.
Aliağa da kaldırımlar olsun  diğer  yerler  olsun önüne gelen herkes Aliağa da  her yeri işgal ediyor
.Kimse sesini çıkarmıyor,yıkmıyor .
Örneğin yazın Çıtak’ta yaşananları hatırlayın…
Hani o işgal edilen  yanan yer 

Aliağa’da kamu alanını korumak bir lütuf değil, belediyenin görevidir.
Vatandaşın vergisiyle yapılan yolu, kaldırımı, meydanı; birkaç kişinin ticari kullanımına sunmak ne sosyal belediyecilikle, ne adaletle, ne vicdanla bağdaşır.

Vatandaşın vergisiyle yapılan yol, kaldırım, meydan; üç-beş kişinin ticari alanı değildir.
Belediyecilik vizyonu, rastgele kurulmuş tezgâhın başında indirim pazarlığı yapmak değildir.

Yollar halka aittir.
Meydanlar halka aittir.
Ve hiç kimse —ama hiç kimse— vatandaşın hakkından büyük değildir.
Ve unutmayalım:
Bir kentte kaldırımlar işgal edildiğinde, aslında o kentte vatandaşın hakkı işgal edilmiştir.