Aliağa'da Artık Sular Çekildi!

Aliağa’da gök delinmiş gibi yağmur yağardı.
Aralıksız, kesintisiz, inatla!

Ama bu kez sokaklar, o eski günlerdeki gibi sulara teslim olmadı.
Ben 2000’li yıllardan beri buradayım.
O yılları anlatayım size…

Her sağanakta Aliağa’nın kalbi Atatürk Caddesi, İnönü Bulvarı, Mehmet Akif Ersoy Caddesi sular altında kalırdı.
Vatandaş evinde, işyerinde mahsur…
Belediye ekipleri, İZSU çalışanları çamurla, sel sularıyla boğuşmakta.

Fevzi Paşa Caddesi, İzmir Caddesi…
Neden parke taş diye soruyorsunuz? Bir araştırın! Altında yatan hikâyeyi görün.

Gazete manşetleri hâlâ kulaklarımda:
“Aliağa’yı Sel Aldı!”
“Lağım Suları Taştı!”
“Vatandaş Çilede!”

Özellikle denize yakın mahallelerde yaşananlar, insanı isyana teşvik edecek cinstendi.
Kapalı Pazar Yeri’nin zemin katı sularla dolmuş…
Sebastiana Lagona Caddesi’nde logarlar taşmış, taşan sular sadece su değil, pislik de getirmiş.
Öğretmen Evi ve İskele civarı tam bir göl!

Araçlar kontrollü geçebiliyor.
Mehmet Akif Ersoy Parkı’ndaki dere taşmış, evlere girmiş.
Vatandaş, kum torbalarıyla kendi evinin önünü korumaya çalışıyor.

Bu manzara mıdır modern bir ilçenin kaderi?

Yağmur altında elimde sopa, tıkanmış ızgarayı açtığım günleri dün gibi hatırlıyorum.
Kimi zaman İZSU’ya, kimi zaman belediyeye bildirdiğim anlar hâlâ gözümün önünde.


Manşetler hâlâ hafızalarda…
Ama artık o günler geride kaldı.

Evet, çözüldü!
İZSU ve Aliağa Belediyesi el ele verdi.

Tansu Kaya döneminde başlayan yeraltı çalışmaları,
Turgut Oğuz’un dere ıslahı,
ve ardından Serkan Acar’ın kararlı çabaları…

Değirmendere Deresi ıslah edildi, 5 kilometrelik hat temizlendi, tersip bendleri yapıldı, yüzlerce metre ızgara döşendi.
2008’de başlayan atıksu kanal inşaatı, 2012’de tamamlanan ıslah projeleriyle birleşti.
Ve nihayet, o korkunç manzaralar tarihe karıştı.

Zamanın Belediye Başkanı Turgut Oğuz’un sözleri hâlâ aklımda:
“Son yağmurlarda da sıkıntı yaşamadık.”

Bugünün Belediye Başkanı Serkan Acar ise işi yarım bırakmadı; altyapıya katkı sağladı.
Son yıllarda Aliağa, yağmurlarda büyük sıkıntı yaşamadı.

Bu, bir başarı hikâyesidir.

Aralıksız yağan yağmurda bir logarın tıkanması, bir kaldırımda su birikmesi normaldir.
Anormal olan, “Elimize bir sopa alıp açalım şu ızgarayı” diyecek vatandaşın neredeyse kalmamasıdır!

Anormal olan, “Ne yapalım, İZSU’nun işi” deyip kenara çekilmektir.
Burada asıl sorgulanması gereken, vatandaşın “devletten bekleme” alışkanlığıdır.

Her şeyi hazıra konmak istiyoruz.
Bir logar tıkanmış, bakıyorsun onlarca insan etrafında…
Hiçbiri “şunu bir açayım da su aksın” demiyor.

Herkes cep telefonuyla video çekiyor, “vah vah” çekiyor.
Bu mu medeni olmak?

Çünkü bugün Aliağa’da artık “su baskını” değil, sadece “su birikintisi” var.
Birileri kalkıp da “bak şu yollarda su var” diyorsa, kusura bakmasın ama gökten yağan bu kadar yağmurun hesabını İZSU’ya değil, meteorolojiye sormak gerekir!

Elbette logar tıkanır, ızgara dolar.
Ama biri de çıksın, eline bir sopa alıp o ızgarayı açsın be kardeşim!
Yok…

Yağan yağmurun altında, altyapıdan sorumlu Büyükşehir Belediyesi, İZSU ve Aliağa Belediyesi’nin gece gündüz çalıştığı bir gerçek.
Eski çalışanlardan emekli Hakkı Bey,  Aytekin Gültekin, Cem Kaçar, Rıfat, Murat, “Devrimci Mahir” ve daha niceleri ile Aliağa Belediyesi Fen işlerinde çalışanlara… 
Hepsine teşekkür etmek az.

Onlar, yağmur altında, soğukta, vatandaş rahat etsin diye canla başla mücadele ettiler ve hâlâ da ediyorlar mücadelerine 

Ama vatandaş olarak bizim de yapacak bir şeyimiz yok mu?

Bugün Aliağa’da sel yok, sadece birkaç birikinti var.
O da “Eyvah, her yer battı!” diye feryat edecek kadar değil.

Lütfen geçmişin o korkunç günlerini unutmayalım,
ama bugünün nimetlerinin de kıymetini bilelim.

Biraz da vatandaş olarak üzerimize düşeni yapalım.
Her şeyi devletten beklemekten vazgeçelim.

Yoksa, alt yapısı düzelen Aliağa’yı, vatandaşın duyarsızlığı batıracak!

Unutmayalım:
Altyapı görünmez ama değeri, su taşınca anlaşılır.

Saygılarımla.