Aydın ,Eğitim-Sen Aliağa Temsilciliğine Yeniden Seçildi

İzmir Aliağa Eğitim Sen Temsilciliği 12. Olağan genel kurulu gerçekleşti. Genel Kurul sonucunda Yalçın Aydın  Güven  tazeleyerek Eğitim Sen Aliağa Şubesi'nin  baş temsilciğine yeniden  seçildi.

Aydın ,Eğitim-Sen Aliağa Temsilciliğine Yeniden Seçildi
Editör: Aliağa Medya
16 Ekim 2023 - 23:10

KESK'e bağlı Eğitim-Sen Aliağa Temsilciliği 12. Olağan Genel kurulu , İzmir Büyükşehir Belediyesi Aliağa Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Tek liste halinde seçime gidilen kurulda Eğitim-Sen Aliağa Temsilciliği yeni yönetimi; Yalçın Aydın (baş temsilci), Deniz Gültekin, Fatma Dede, Hüseyin Akyıldız ve Türkan Şimşek Öztürk  olarak belirlendi.
Eğitim-Sen Aliağa Temsilciliği Bas Temsilcisi Yalçın Aydın yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi
“Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikasının’’ Yalvarmayan , el açmayan ders verenler’’ in 12 Dönem olağan kongre süreci  başlamıştır.  Hepimize hayırlı olsun
İnsanlar, tek tek baş edemeyecekleri ortak sorunları karşısında mücadele etmek için bir araya gelme gereksinimi duyarlar. Ortak mücadele etmenin aracı olan örgütlenme biçimlerini ise içinde bulundukları nesnel koşullar belirler.

Encümeni Muallimin den TÖS e, TÖB-DER e, EĞİT-SEN e ve EĞİTİM-SEN e olan süreçte öğretmenlerin örgütlü mücadelelerini yürüttüğü öğretmen arkadaşlarım merhaba. Bize bizi anlatmaya gerek varmı  bilmiyorum.

Başta Eğitimsen olmak üzere memur sendikalarının düşürüldüğü duruma en fazla üzülenler,  bunun acısını yüreğinde hissedenler ve kanı-canı pahasına onları kuranlardansınız.  Yaklaşık 30 yıldır hem devletin saldırılarına, hem de sendikaların bürokratik-pasif yönetimlerine direnerek süreci tersine çevirmeye çabalayan devrimci-demokrat-ilerici üyelerimizsiniz . Emek verilen her şeyde olduğu gibi, sizler sendikamızı daha fazla sahipleniyor ve düzelmesini istiyorsunuz. Keza ekonomik ve statü olarak önemli kayıplar yaşayan kamu emekçileri, sendikaların bugünkü halinden büyük rahatsızlık duyuyor, bir çıkış bekliyorlar.
 
Sonuçta sendikaların yaşadığı güç kaybını durduracak, gerileyen mücadele hattını düzeltecek ve yeniden canlandıracak olanlar, bunun acısını yüreğinde hisseden ve çıkış arayan devrimci-demokrat eğitim emekçileridir. Tek çare; sendikalarımıza, emeğimize sahip çıkmak, faşizme karşı mücadeleyi reformizme karşı mücadeleyle birleştirmektir.

 Feodal sisteme özgü lonca, ahi birlikleri ve esnaf birlikleri gibi çeşitli örgütler ile kapitalist sisteme özgü sendikaları birbirinden ayıran fark, sendikaların emekten  ve emekçiden yana  olmasıdır.
Sınıftan söz etmek, her şeyden önce bir karşıtlığın ifadesidir ve nesnel olarak kaçınılmazdır. Bu uzlaşmaz karşıtlık, temel olarak çıkarları birbiri ile zıt emek ve sermayeden oluşan iki ana sınıfa dayanan, yani ücretli emek ve üretim araçlarının sahipliği üzerinden açığa çıkar. Kapitalist sistem emekçilerin emek gücünü kendi rızası ile ücreti karşılığında emek pazarında özgürce satabileceği yanılsamasına ve artı değer sömürüsüne dayanır .
İşte tamda bu noktada Eğitimsen Milli Eğitim Bakanlığının emek sömürüsüne dur demektedir bu yüzden okullarımızda öğretmenlerimize yeni apoletler takarak  öğretmenlerin tasnif edilip üzerlerine ticari meta gibi etiket yapıştırılması kabul edilemez.  MEB in Öğretmenlik Meslek Kanunu ile yapmaya çalıştığı  sınıflandırmayla öğretmen odalarında iş barışının bozulmasına karşıyız eşit işe eşit ücret yasalarla  garanti altına alınmasına rağmen bu hukuk tanımaz hareketleri ulaştığımız her ortamda dile getirerek kamuoyu oluşturmaya çağırıyoruz. Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi’ni esas alan yeni bir meslek kanunu hazırlanmalıdır ,Kamuda en düşük maaşın yoksulluk sınırı üzerinde belirlenmelidir.  Kamuda maaşlar başta olmak üzere, ekonomik, sosyal ve demokratik hak ve özgürlüklerimiz siyasi iktidarın ya da Cumhurbaşkanı’nın insafına bırakılmamalıdır.

Sendikalarımızın ilk kurulduğu yıllardan bu yana temel talebimiz olan grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı yasal güvence altına alınmalıdır. Tüm eğitim emekçilerini Eğitimsen çatısı altında birleşmeye ve ortak mücadeleye davet ediyoruz.
 
Biz Eğitim emekçileri  gücünü her zaman haklılığından almıştır fakat toplumsal mücadeleler tarihinin de gösterdiği gibi haklı olmak, kazanmak için tek başına yeterli değildir. Haklı olmanın hak sahibi olmaya dönüşmesi için örgütlenmenin yanı sıra taleplerin ve mücadelenin toplum nezdinde meşruluğunu sağlamak, kitleselleşmek de önemlidir. Haklı olduğunu bilince çıkartmak, bunu örgütlemek, mücadele etmek kadar yapılan işin meşruiyetini yaratmak da önemlidir. Eğitimsen fiili ve meşru mücadelenin en güzel örneklerini kamu emekçileri sendikalarının kuruluşu ve mücadelesinde sergilemiştir .
          Bu mücadeleyi veren siz değerli yol arkadaşlarımı selamlıyorum."