UEFA Kupasını Kaldıran Eller 74 Yaşında Şampiyonluk Kovalıyor

O Bir Foçalı... Ve Dünya Vitrininde İz Bırakanlardan...

UEFA Kupasını Kaldıran Eller 74 Yaşında Şampiyonluk Kovalıyor
Editör: Aliağa Medya
26 Mayıs 2020 - 18:32

Türkiye’den Almanya’ya uzanan, filmlere konu olabilecek bir yaşamın sahibi Arda Vural. UEFA kupasıyla Avrupa’nın en tepesine ve manşetlere çıktı. Mentalitesinden ve çalışma prensiplerinden ödün vermeden Türkiye liglerinde devam etti. Bir spor gazetesinde(Foto Maç) uzun yıllar köşe yazarlığı yaparak başka bir boyut kazandı. Şimdi de yarışmacı güvercin ve köpekler ile kurduğu tenis kulübünde yetişen tenisçi gençlerle yine şampiyonluklar kovalıyor.

Arda Vural; 1979 -1980 sezonunda yardımcı antrenörü olduğu Almanya’nın Eintracht Frankfurt takımıyla UEFA Kupası’nı kazandı. Bir kaç ay sonra efsane başkan Ali Şen tarafından Alman Teknik Direktör Friedel Rausch ile birlikte Fenerbahçe’ye transfer edildi. 25 yıllık teknik direktörlük kariyerinde Süper Lig den Amatör Kümeye kadar her ligde takım çalıştırdı. Şampiyonluklar yaşadı. “Ben bir futbol misyoneriyim. Bir amatör kulübün kurumsallaşmasında pay sahibi olursam en az Avrupa şampiyonluğu kazanmış kadar haz duyarım” sözleriyle hafızalara kazındı.

Şimdi 74 yaşında. Futbolun dışında. Ama sporun içinde. Gençlere taş çıkartır dinçlikte. Vazgeçmediği yaşam disipliniyle sabahın ilk saatlerinde ayakta. Yürüyüş, egzersiz, ağırlık çalışıyor. İzmir’in Foça İlçesi’nde dededen kalma bir arazide “Onlarla anlaşmak insanlarla anlaşmaktan daha kolay” dediği güvercinleri ve köpekleri eğitiyor. Kurduğu Tenis Kulübü'nde diğer hocalarla birlikte gençler yetiştiriyor. Emek verdikleriyle girdiği yarışmalarda şampiyonluklar kovalıyor. Onbinlerin tezahüratlarıyla inleyen stadlardaki heyecanı o yarışmalarda yeniden yüreğinde hissediyor.

1980’DE UEFA ŞAMPİYONU

Arda Vural kendini şöyle anlatıyor.

“ Foçalıyım. Babam asker olduğu için Anadolu’da bir süre gezindik. Sonra yolum Almanya’ya düştü. Yerel takımlarda çalıştım. Hem futbolcu hem hoca olarak yer aldığım iki köy takımıyla iki ayrı grupta şampiyon oldum. O bölgede Eintracht Frankfurt ve Kickers Offenbach’ı yenerek bir anda popüler olduk. Almanya Şampiyonasına gitmeye hak kazandık. Yetiştirdiğim futbolcular büyük kulüplerce transfer edilmek istendi. Menajer Udo Klug’un yardımcısı olarak ikinci ligde Kickers Offenbach’ta başladım. Sonra birlikte Eintracht Frankfurt’a geçtik. 1979 – 80 sezonunda UEFA şampiyonu olduk. Udo Klug Menajer. Friedel Rausch Teknik Direktör. Ve ben yardımcı antrenördüm.”

“İspanyol Real Sociedad takımıyla ön anlaşma yapmak üzereyken Ali Şen çıktı. Rausch ile beni Fenerbahçe’ye getirdi.”

“Fenerbahçe çok büyük bir kulüptür. Bu büyüklüğü taa İstiklal Savaşı’ndan bu yana kendini gösterir. Kapıkule’ye geldim. Kulakları çınlasın Beşiktaş’ın şu an Divan Kurulu Başkanı Yalçın Karadeniz. Gümrükler Müdürü. Kimbilir nereden nereye haber gittiyse beni Kapıkule’de çok iyi karşıladı. Bunu hiç unutmam. Çok sevdiğim de bir insandır.”

“Fenerbahçe’nin durumu geldiğimizde şimdikinden farklı değildi. Raşit, Ali Kemal, kaleci Adem, Erol vardı. Cemil (Turan) futbolu bırakmıştı. Geldik. 7-8 tane genç çocuk seçtik. Bulgar Mehmet, Tavşan Mustafa. Müjdat. Alt yapıdan. Biz lige bunlarla başladık. Çim sahamız yoktu. Antrenman sahamız vardı Kurbağalıdere’de, ama kullanılamaz haldeydi. Maddi durumumuz hiç iyi değildi. Hatta Almanya’da paramızı alırken bile Ali Şen’in kendi hesabından verdiğini biliyorum.”

İSTANBULDA YÜRÜYEMEZDİM

“ Fenerbahçe firmadır. Ben geldiğim zaman ilgiden İstanbul’da yürüyemediğim günleri bilirim. Arkamda foto muhabirlerinin dolaştığını bilirim. Ölünceye kadar Fenerbahçe’liyim”

“Fenerbahçe ayrıcalıktır. Bu kadar çok vefa gösterilen bir şey olabilir mi? Ben hala gittiğim yerlerde onların sayesinde gördüğüm ilgiye şaşırıyorum. 1980 senesi nereye. 2020 senesi nereye. Fenerbahçe benim için kutsaldır.”

“Fenerbahçe’den sonra “Samsun, Eskişehir, Konya, Mersin, Gaziantep, Sivas, Alanya gibi bir çok kulüple çalıştım. Samsun’da Tanju(Çolak)’nun Gaziantep’te Ertuğrul(Sağlam)’un ilk hocasıyım.”

“BİRAZ TÜRK” YAKIŞTIRMALI KARİKATÜR

“Türkiyeye geldiğimde çok büyük bir mentalite farkı vardı. Bu yüzden karikatürlere konu olmuştum. Rahmetli Altan Erbulak’ın Milliyet’te yayınlanan çok ilginç bir karikatürü var. Futbol sahasında iki tane top. Birinin üzerinde ben oturuyorum. Altında “Biraz Türk”, diğer topun üzerinde oturan Rausch için se “Biraz Alman” yazıyor. Yani benim daha fazla Alman olduğumu ima ediyor. Ben bunun sıkıntılarını çok çektim.

ÇİFT İDMAN YAPTIRDIĞIM İÇİN KÜFREDERLERDİ

“ Çok uzun seneler antrenman şekliyle ilgili sıkıntılarım oldu. Geldiğimizde çift idman yaptırdığım için bana küfrederlerdi. Sabah 07’de antrenmana çıkardığım için arkamdan çok küfürler edildiğini seneler sonra öğrendim. Şimdi iki idmanı bırakın herkes üç idman yapıyor”

BİZ FUTBOLDAKİ AKINCILARIZ

“Osmanlı’nın akıncıları vardı. Bizde futboldaki akıncılardanız. Kendim içinde bunu söyleyebilirim. Biz en önde savaşa girdik. Ve yok olduk. Yani Türkiye her konuda olduğu gibi bu konuda da bir kaosun içinden geçti. İşte biz o akıncılar da, gittiğimiz yerde vurulduk kaldık “

TOP YOKTU TOP VERMEDİĞİM İÇİN KÖTÜ ŞEYLER YAZDILAR

“Her zaman Almanya’da yetişmenin etkileri içindeydim. Bunun hem artılarını hem eksilerini yaşadım. Mesela bir tanesi şöyle; Kızılcahamam’da kamptayız. Eski futbolculardan Fenerbahçeli Timuçin malzemeciden top istiyor. Şimdiki gibi değil. (Adidas) Top kimselerde yok. Biz gelirken Rausch’la 33 tane getirdik. Malzemeci geldi benden istedi. Dedim ki ben bu 33 toptan değil 3 -4 tane, bir tane bile veremem. Bunu aleyhime kullandı. Gazetede benim için iyi şeyler yazmadı. Antrenman toplarını veremezdim. Bunu anlatamadım.”

HAYVANLARLA ÇALIŞMAK DAHA GÜZEL

“Köpek merakım çiftlik zamanlarından beri var. Türkiye’de ilk Doberman kulübünü kuran benim. Oyun kuşu yetiştiriyorum. İlk yarışmaya girdim. 10’ncu sıradayım şu anda. Ama önümüzdeki senelerde şampiyon olacağım. Çok emek vereceğiniz ama yukarıya çok yavaş çıkacağınız zor bir iş.”

“Köpek yarışlarına da gidiyorum. Kurt’larda üç defa Türkiye şampiyonu oldum. 2011-2012-2013 yıllarında. Doberman da bir sürü şampiyonluklarım var. Hayvanlarla çalışmak insanlarla çalışmaktan çok daha güzel. Onu söyleyebilirm.

YAŞADIĞIM FOÇA RİO DE JANEİRO GİBİ BİR YER

“Şu anda benden daha mutlusu yok. Hayatım çok renkli. Foçada oturuyorum bir kere. Rio de Janeiro gibi bir yer. Ancak gelen bilir. Yaşayan bilir.”

Arda Vural; hayvan eğitim merkezi haline getirdiği çiftliğinde anı köşeleri de oluşturmuş. Kupaları, madalyaları, plaketleri, sertifikaları, zamanın Alman ve Türk gazetelerinin haber ve yazılarını yerleştirmiş o köşelere.

Sözlerini özeleştirisini yaparak tamamlıyor.

“Yaşantımın içinde başarılı günlerde, başaramadığım şeyler de oldu. Burada geçmişte yaptığım iyi ve kötü şeyleri değerlendiriyorum. Onlar anılarımı meydana getiriyor”

Seyfi GÜL/Foça