İzmir'de "İklim Değişikliği, Çevre ve Yaşam" paneli

Akademik Tarih, Eğitim ve Kültür Derneği (AKADEMİK DER) ile Ege Öğretim Elemanları Derneği (EGÖDER) tarafından Bornova Belediyesi Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde düzenlenen “İklim Değişikliği, Çevre ve Yaşam” konulu panel; sivil toplum kuruluşları ve akademisyenler tarafından büyük ilgi gördü.

 İzmir'de "İklim Değişikliği, Çevre ve Yaşam" paneli
Editör: Aliağa Medya
13 Ocak 2020 - 20:38

AKADEMİK DER Başkanı, Dr. Öğretim Üyesi Oğuzhan Kavaklı ve EGÖDER Başkanı Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci’nin açılış konuşmalarıyla başlayan panele konuşmacı olarak Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan İnci, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Erdem, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi  Prof. Dr. Ali Osman Karababa katıldı.

Konuşmacılar, dünyanın mevcut durumundaki gelişmeleri sıraladıktan sonra, yaşayabilecek bir dünyanın olamayacağını belirtti.

 AKADEMİK DER Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Oğuzhan Kavaklı,  küresel ısınmanın doğal gelişimi yanında insanların katkılarıyla sürekli felakete sürüklendiğini belirterek, “Bilim insanları sürekli çalışarak çareler arıyor ama artık uygulama zamanı. Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre son 19 yılda fosil yakıtta artış yüzde 65. Kullanım aynı hızla devam ediyor. 2030 yılında küresel ısınmada hedef, artış oranını 1,5 derecelik artışta sabitlemek. Ancak diğer taraftan her yıl fosil yakıtta yüzde 120’lik artış öngörülüyor’’ diyerek atmosferdeki karbon salınımından rakamsal örnekler verdi.

“Küresel ısınma geri döndürülemez bir sürece giriyor”

EGÖDER Başkanı Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci ise, atmosferdeki sera gazları ve aerosol oranının artmasında insanoğlunun olumsuz etkisi olduğunu vurgulayarak, “Atmosferdeki karbondioksit oranı, kritik eşik sayılan 350 ppm’in üzerine çoktan çıkmış ve günümüzde 415 ppm’e ulaşmıştır. İnsanoğlu, devletler ve hükümetler bu şekilde devam ederlerse küresel ısınma geri döndürülemez bir sürece girmektedir” diye konuştu.

AKADEMİK DER Yönetim Kurulu Üyesi Av. Funda Karaltı’nın sunuculuğunu üstlendiği panelde Prof. Dr. Ramazan İnci, Küresel Isınmanın canlılar üzerindeki etkileri üzerinde durdu. Prof. Dr. İnci, Ekolojik Ütopya olarak “Başka bir dünya, farklı bir hayat mümkün mü? Sorusunun cevabını izleyicilere bıraktı.  Gazlar ve buharların ısıyı emdiğini belirterek küresel ısınmanın tanımını yapan Prof. Dr. Ramazan İnci, “Sera gazları, nüfus artışı, Roma ve Çin Hanedanlığının arazi açması, endüstri devrimi,  odun, kömür, ormanların yok edilmesi gibi birçok etken küresel ısınmaya sebep oluyor. En büyük suçlu ise her şeyi yakan insanlar” dedi.

Prof. Dr. Ramazan İnci, “Dünya ısınırken biz yanmayalım. Yaşanacak bir dünya, sağlıklı bir hayat mümkün. Hayatta kalma şansımız varsa, atmosferdeki karbondioksiti azaltmalıyız karbon ayak izimizi şimdi azaltmaya başlarsak, belki 10 yıl sonra karbondioksitin azalmasına etkisi olabilir” diye konuştu.       

          İklim değişikliklerinin sağlığa etkileri

         Prof. Dr. Ali Osman Karababa, iklim krizinin insanları ve diğer canlıları derinden etkileyeceğini vurgulayarak, “Hava kirliliğindeki artış nedeniyle, başta akciğer kanseri görülme sıklığı ve ölümlerde artış olmak üzere; mesane ve bunun gibi farklı kanser türleri, ani ölümler, kalp yetmezliği, enfaktüs, damar sertliği, solunum yolu enfeksiyonları, anfizem, KOAH, inme gibi olgularda  artış meydana gelebilecek” dedi.     

2003 yılında Avrupa’da yaşanan sıcak hava dalgaları nedeniyle 30 bin 617 kişinin öldüğüne işaret eden Prof. Dr. Karababa, “Sıcak hava dalgaları nedeniyle sağlık kurumlarının acil servislerinde aşırı hasta yükü ortaya çıkacak. Yaşlılar, kalp, beyin, solunum sistemi hastalığı olanlar arasında ölümlerde artış görülecek” diye konuştu.

İklim Değişikliği” konusunu yerel etkileriyle değerlendiren Prof. Dr. Ümit Erdem ise “Bilimsel veriler gösteriyor ki 1800’lerin ortalarından günümüze küresel atmosfer 0.6 derece ısınmıştır. Karbondioksit konsantrasyonları 280 ppm’den 379 ppm’ye çıkmıştır. Tüm dünyada buzullar ve buz tabakaları erimektedir. Glacier Nationalpark’daki buzullar, önümüzdeki 30 yıl içinde tamamen eriyecektir.  15 yıl içinde Kilimanjora Dağı’ndaki buz tabakaları tamamen yok olacaktır.  Andean Buzulu’nun erimesi, Peru ve Bolivya’daki su kaynaklarını tehdit edecektir.  Kuzey kutbu, diğer bölgelere oranla iki kat daha fazla ısınmıştır.  Buzul alanlarında yüzde 20 oranında azalma yaşanmıştır. Buz tabakalarında yüzde 40 oranında incelme yaşanacaktır” dedi.

Panel sonunda katılımcılara “Teşekkür Belgesi” verildi.

 

 


Kaynak: İzmir Basın Grubu