Aliağa 'da tehlikeli atık bertaraf tesislerinin projesine tepki için basın açıklaması gerçekleştirildi.

Aliağa 'da tehlikeli atık bertaraf tesislerinin projesine tepki için basın açıklaması gerçekleştirildi.
Editör: Aliağa Medya
25 Ekim 2021 - 01:47
Aliağa Çevre Platformu (ALÇEP)  , Şehit Kemal Mahallesindeki “Aliağa Rezerv Cüruf Depolama Alanı” bölgesine, tehlikeli atık bertaraf tesislerinin projesine tepki için basın açıklaması gerçekleştirdi.
Demokrasi meydanında düzenlenen basın açıklamasına Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, muhtarlar ve vatandaşlarda destek verdi.
Basın açıklaması öncesi Aşağı Şehitkemal Mahallesi Muhtarı Ayşe Algül ile  Samurlu Mahallesi Muhtarı Fikri Narşap kısa bir konuşma yaptı .
Muhtara  Ayşe Algül” Deniz kenarları, ovalar zaten fabrika ama dağlarımıza, ormanlarımıza dokunmayın. Burada yaşayan halkı da düşünün. Üreten çiftçiyi de düşünün. Çekin ellerinizi dağlarımızdan, ormanlarımızdan, topraklarımızdan. Bizler sağlıklı, üreterek insanca yaşamak istiyoruz. Kanser olmak istemiyoruz. Bu tesisi istemiyoruz ” İfadelerini kullanırken Samurlu Mahallesi Muhtarı Fikri Narşap ise “ Bizler bu bölgede doğmuş, büyümüş insanlarız Bunlara dur demek gerekiyor, yetiştirdiğimiz ürünlerimiz düştü daha da düşecek  ,ağaçlarımız kurudu ,ormanlılarımız ve hayvanlarımız yok olacak  memlekete sahip çıkmamız lazım.” Dedi.
Aliağa Çevre Platformu ALÇEP  adına basın açıklamasını Deniz Gültekin yaptı. Basın açıklamasını okuyan Deniz Gültekin  açıklamasında şunları söyledi :
Biliyorsunuz, Aliağa’mız yeni bir çevre tehdidi altında. Bu tehdidi bugünden bertaraf edemezsek telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşı karşıya kalacağız. Basın açıklamamızın Aliağa’ya sahip çıkacak, bizleri harekete geçirecek bir işaret fişeği gibi algılanmasını temenni ediyoruz.
Takip etmiş olduğunuza eminiz. Foça Ilıpınar Mevkii’nde cüruf dağlarının durumu ortadayken şimdi de, Aliağa Şehit Kemal Mahallesi Akçekise bölgesinde Batı Ege ve Güney Marmara Endüstriyel Atık (Cüruf) Bertaraf Tesisi ve Cüruf Depolama Ve Geri Kazanım Tesisi adı altında bir çok  atık bertaraf tesisi kurulmak isteniyor. Yapacakları işin boyutunu gizlemek içinde aklımızla alay ederek “Cüruf” kelimesini parantez içine alıyorlar.
Bunun ne anlama geldiği açık. Kendi kirliliğimiz yetmezmiş gibi dışarıdan endüstriyel atıklar getirerek daha da çok çevre kirliliğine neden olacaklar.  Aliağa’mızın havasına bir kez daha kast ediliyor. Gemi söküm tesisleriyle, hurda tesisleriyle, asbestli gemilerle, bacalarından zehir saçılan sanayi tesisleriyle, tarımdaki yanlış uygulamalarla hava kirliliği sınırlarını çoktan aşan Aliağa’ya bir kez daha firmaların karı uğruna kıyılıyor. Yani bilerek ve isteyerek hayatımız yok ediliyor.
Elbette kıyılan, kast edilen bizlerin hayatıdır, çocuklarımızın geleceğidir, yeşil alanlardır, su kaynaklarımız, göletlerimiz, bal ormanlarımız ve kentin akciğerleridir.

Değerli Katılımcılar,
Çevre Mühendisleri Odası 2020 Hava Kirliliği Raporu’nda “Doğrudan akciğerlere ulaşan ve alt solunum yolu enfeksiyonu, akciğer hastalıklarına yol açan partikül madde verileri baz alındığında Aliağa’mızın durumunun hiç de iç açıcı olmadığı görülecektir. Ne yazık ki İzmir’in havası en kirli ilçesi durumundayız.
 
Bu karanlık tablo yetmiyormuş gibi şimdi de endüstriyel atık ve geri kazanım tesisi adı altında bir çok  kirletici yeni tesis kurulmak isteniyor. Hem de bu girişimler, Paris iklim Anlaşması’nın yürürlüğe girdiği bir zaman diliminde gerçekleştiriliyor.
Biz Aliağalılar, yeraltı su kaynaklarımızı, tarım alanlarımızı, zeytinlerimizi, göletlerimizi, bal ormanımızı kirletecek tesisleri istemiyoruz. Aliağa’da yeni kirletici tesislerin kurulmasını kabul etmiyoruz. Söz konusu projelerin ÇED süreçlerinin sonlandırılmasını talep ediyoruz. Her yurttaş gibi temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamak istiyoruz.
Bir insan hakkı olduğunu bir kez daha vurguluyor ve bu bilincin bütün hemşerilerimizin ortak paydası olarak belirleyiciliğini ilan etmesini temenni ediyoruz.
İnanıyoruz ki biz istemezsek yapamazlar. Biz karşı çıkarsak, biz itiraz edersek Aliağa’yı çölleştirmeye cüret edemezler. Biz izin vermezsek bütün bir hayatı paraya tahvil edemezler. Biz istemezsek gerçekten de yapamazlar.
Bu nedenle safımızı ve sesimizi çoğaltmalıyız. “İfadeleri kullandı